CHP Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftci Binici, partisinin 38. Olağan ve 21. Olağanüstü Kurultaylarının iptali istemiyle açılan davaya ilişkin olarak, "Bekletici mesele yapması ya da beklenmesine gerek olmayan bir ara karar kurduğunu değerlendiriyorum. Hep şunu söylüyoruz; bu bir süreç odaklı dava. Parti tartışılsın. Ülkenin gerçek sorunları konuşulmasın noktasında bir durum bu. Dolayısıyla ülkenin gerçek sorunları konuşulmasın diye bir takvim işletiliyor sadece" dedi.

CHP'in 38. Olağan ve 21. Olağanüstü Kurultaylarının iptali istemiyle açılan dava 8 Eylül'e ertelendi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftci Binici, ANKA Haber Ajansı'na yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:

"Davanın ertelenmesine ilişkin herhangi bir gerekçe yoktu. Ancak mahkeme böyle bir karar verdi. Asliye Ceza Mahkemesi mi görevli, Ağır Ceza Mahkemesi mi görevli bu mahkemenin önündeki hukuk davasını etkiler bir durumda olmayan bir gündem aslında. Dolayısıyla bu aşamada dosya kararı çıkabilecek durumdaydı, dosya tekemmül etmişti yani sonuçlanmıştı. Hukukçularımız da zaten bu talebini yinelediler. 'Dava tekemmül etmiştir, sonuçlanmıştır. Karar verin' talebini yinelediler. Zabıta göreceksiniz sizler de. Dolayısıyla bekletici mesele yapması ya da beklenmesine gerek olmayan bir ara karar kurduğunu değerlendiriyorum. Hep şunu söylüyoruz; bu bir süreç odaklı dava. Parti tartışılsın. Ülkenin gerçek sorunları konuşulmasın noktasında bir durum bu. Dolayısıyla ülkenin gerçek sorunları konuşulmasın diye bir takvim işletiliyor sadece.

"DOĞRU BİR ARA KARAR OLMADIĞINI DEĞERLENDİRİYORUM"

Asliye Hukuk Mahkemesi'nin vereceği kararı etkileyecek bir şey değil. Yani dosya Ağır Ceza'da görülmüş, Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülmüş, orada mahkemenin sonucunu etkileyecek bir durum söz konusu değil. Tam bu noktada mahkeme bence süreci 8 Eylül'e ertelemesi doğru bir ara karar olmadığını değerlendiriyorum. Çünkü sonuçta yine ve yine en başa döneceğiz. Görevli değil Asliye Hukuk Mahkemesi. YSK'nın seçim kurullarının bakabileceği işe Asliye Hukuk Mahkemesi bakamaz. Buna karar veriyoruz çünkü bunun için ayrı bir düzenleme var. Anayasa Mahkemesi bile emsal kararlarında şunu söylüyor; burada seçim hukuku geçerli. Seçim hukuku itiraz hukukudur. Ve ben seçim hukukunun kararlarını tartışamam diyor. YSK'nin verdiği kararlar benim görev alanım içerisinde değil diyor.

Orada bir yeniden yargı düzenlemesi var. Yeni bir mecra var orada. Yine Asliye Hukuk Mahkemesi bakamayacak. Bakamaz. Buna ilişkin milyonca emsal karar var. Yargıtay kararları var. Anayasa Mahkemesi kararları var. YSK kararları var. Bu sadece ülkenin gerçek gündemleri konuşulmasın, böyle suni gündemlerle insanlar gerçek dertlerini anlatamasınlar, milyonlar yoksulluk sınırının altında hatta açlık sınırının altında yaşamaya mahkum bırakılsın, emekliye verilen sözler unutulsun, çiftçinin hali ortada onlar konuşulmasın, dert tamamen bundan ibaret. Başka bir şey değil."